İnsanın dört halinden biri: Aşk

Aşk, köken itibariyle sarmaşığa ve bir şeye ölesiye dolanmaya, bağlanmaya karşılık gelir. İster bir kadına, ister bir erkeğe veya yüce bir varlığa olsun bu bağlanma hayattaki başka hiçbir eyleme...

Aşk, köken itibariyle sarmaşığa ve bir şeye ölesiye dolanmaya, bağlanmaya karşılık gelir. İster bir kadına, ister bir erkeğe veya yüce bir varlığa olsun bu bağlanma hayattaki başka hiçbir eyleme benzemez. Birdenbire, cihetsiz ve sarsıcıdır. Onca olumlu görüntü ve imgesine rağmen sarmaşık, sarmalanma asıl aşk adına duyurduğu imgesel güçle yıkıcılığından sıyrılır. Bir sarmaşık yüksek ve gövdeli bir ağaca, aşılmaz bir duvara nasıl pençe pençe tırmanarak yapışıp yükselirse aşk da insanı varlık denizinden hayat bahçelerine öylesine görünmez ayaklarla gezdirir. Aşka düşmek, aşkın hâli üzere bulunmak nadiren insan ömrünün duraklarına denk gelir ama asıl telkin ettiği yüksek duyuş, sağlam düşünce, yaşama ve yaşatma şevkiyle meyvelenir...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trenle yolculuk eden adam... 19 Kasım 2024 | 86 Okunma Sezai Karakoç aralıkları… 16 Kasım 2024 | 63 Okunma İş esasa gelip dayandığında… 12 Kasım 2024 | 30 Okunma Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim… 09 Kasım 2024 | 44 Okunma ‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’ 05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar