İstanbul’u etkilemek
Sanatçı denilince popüler kültür aktörlerinin anlaşılmasına artık şaşırmıyoruz. Özünde yaratıcılık ve eleştiri olan sanatı görmezden gelip onu kendisine düşman saymanın...
Sanatçı denilince popüler kültür aktörlerinin anlaşılmasına artık şaşırmıyoruz. Özünde yaratıcılık ve eleştiri olan sanatı görmezden gelip onu kendisine düşman saymanın geleneği de yeni değil. Güç, sanatı ve sanatçıyı hep bir duygu ve onay efekti olarak algılıyor. Bu biraz da hükümet etme seviyesi olduğu kadar daha dipte düşünce / düş çökümüyle de yakından ilgili. Oysa bir ülkenin ufkunu yaratan, o ufka yönelecek toplumsal sinerjiyi kristalize edip billurlaştıran uzun erekte yaratıcı sanat ve özgün düşüncedir. Geçen hafta bir günlük gazetenin kitap eki içinde benim de bulunduğum şair ve yazarlara ‘Yazı / sanat hayatınızda İstanbul sizi nasıl etkiledi?’ sorusunu yönelttiler. Her bir yazar kendi meşrebine göre yanıtlar vermişti. Ben ise İstanbul’dan nasıl ve ne yönde etkilenildiğinin izlerini bulmanın o denli kolay olmadığını söyledikten sonra bir şair için asıl meselenin bunun ötesinde olduğunu / olması gerektiğini vurguladım. Bir şehir hakkında yazı yazmakla, onu yaratıcılığın özü kılmak arasındaki farka dikkat çekmek istedim. *** İstanbul kapışmasının önümüzdek hafta sonu yapılacak seçimlerle yeniden gömlek değişimine sahne olduğu şu günlerde, şehri düşünmenin bağlamının da güncellenmesi gerekiyor.