Kapalı metin travması
Marşlar, emirnameler, tüzükler, kanun maddeleri, yemin metinleri, ant içme törenlerinde kullanılanlar hasılı özü bakımından kapalı bütün metinler travmatik özellikler taşırlar ve insan...
Marşlar, emirnameler, tüzükler, kanun maddeleri, yemin metinleri, ant içme törenlerinde kullanılanlar hasılı özü bakımından kapalı bütün metinler travmatik özellikler taşırlar ve insan özgürlüğüne müdahale ederler. Kapalı metin ruhu itibari ile onu yazanın açık ve saklı amacına bağlı olarak kitleyi kontrol altına alma, yönlendirme, şekillendirme, harekete geçirme amacını da güder. Özgür toplumlar, çağdaş dünyada demokratik toplum diyoruz onlara, bu tür travmatik prangalardan kurtularak bireysel özgürlüğün önünü açarlar ve bireysel özgürlük kendiliğinden toplumsal şuura kavuşur. Bu şuuru örüp yaşatacak sivil toplum kuruluşları, partiler dahil özgürce ve kendi aralarında rekabet ederek toplumu insan adına ayakta tutarlar. Oysa kapalı metinlerin ana hedefi birey değil devlettir, ve devletin elinde toplum şekilsiz yapıya karşı, gücü elinde tutanın amacına göre şekillenip değişir. *** Kültür, sanat, felsefe, edebiyat gibi açık zihin faaliyetleri hızla kapalı metinlerin yerini alır ve böylelikle müzik marşı aşar, kanunlar, tüzükler felsefenin sayesinde teknik metinler olmaktan çıkarak insan varoluşunu korumanın sağlamasına dönüşür, ant içme ve yemin metinleri kurumlar ve kuruluşların kendi özel geleneklerine bürünür. Hiçbir kurum ve kuruluş kendi kapalı metnini başkasına dayatmaz, varoluşunun ereği yapmaz. Belki aşılması gereken kritik eşik milli marş meselesidir. Onu aşmanın yolu da geçmişi bütün eleştiri hakkını kullanarak sahiplenmek, gönüllere yerleştirmektir. Bugün hiçbir gelişmiş millet kendi felsefesini anakronik biçimde milli marşına bakarak oluşturmaz.