Kendimizi güzelce kandırıvermek…
Böyle bir huyumuz, ne huyu böyle bir yaşama biçimimiz, ne biçimi bu tür bir hayat felsefemiz var; kendimizi bir güzel, güzelcecik kandırıvermek. Yok yok, olmadı, gördüğümüz şey gerçek değil.
Olsa bile o kadar büyük değil. Abartacak, büyütecek bir şey yok, demek. Dışını çiçekli, böcekli desenlerle işlediğimiz içi taş dolu yastığı, kuş tüyü kabul edip uyumaya kalkışmak. Bak bak demek, bu yastık gördüğünüz gibi ne kadar da güzel, ne kadar da yumuşacık demek. Bir gerçekle karşılaştığımızda, bunu bir kader, bir doğal felaket, bir önlenemezlik olarak görmek. Böyle bir halimiz var işte, her işte tekrarlanan. Her işe her şeye sinen. İlk...
Trenle yolculuk eden adam...
19 Kasım 2024 | 86 Okunma
Sezai Karakoç aralıkları…
16 Kasım 2024 | 63 Okunma
İş esasa gelip dayandığında…
12 Kasım 2024 | 30 Okunma
Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim…
09 Kasım 2024 | 44 Okunma
‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’
05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI