Kimin hizası kimin sesi ya da balondan mübalağa…
‘Yok, hayır kabak tatlısı öyle yapılmaz. Kirece yatırılmadan kabağın lezzeti yerini bulmaz. Sonra da üzerine ince dövülmüş Antakya cevizi serpmezsen kabak tatlısı yedim diyemezsin’ diye öne...
‘Yok, hayır kabak tatlısı öyle yapılmaz. Kirece yatırılmadan kabağın lezzeti yerini bulmaz. Sonra da üzerine ince dövülmüş Antakya cevizi serpmezsen kabak tatlısı yedim diyemezsin’ diye öne geçiyor adam. Kadının biri arkadan atılıyor; ‘ Siz bir kez olsun Adapazarı’nın kabak tatlısını yeseydiniz böyle konuşmazdınız. Nedir o öyle. Kıtır kıtır sertleştiriyorsunuz kabağı. Sanki bir deniz kabuklusu şekere batmış. Kabak dediğin dolgun duracak. Lifleri gözükmeyecek. Süt mermeri gibi koyu turuncu berrak kesilecek. Fırınlanmış kokusu uzaktan seni çağıracak’. İşte böyle diyor genç adam yanındaki misafirine. ‘Görüyor musun söz şimdi kabak tatlısından açıldı ya bizimkiler bunu sonunda bir varlık yokluk kavgasına çevirip biteviye çekişirler. Bir Kütahyalı söz alsa...