Sabahlar kimin?
Gece üzerine çok yazılıp çizildi. Resim, sinema, edebiyat bir vesileyle onu mutlaka yokladı. Sanki gizli bir gece korkusu var insanın ruhunda ve onu ebedi kayboluşun gömleği diye kapkara giyinmekten çekiniyor. Bir vesileyle sanat...
Gece üzerine çok yazılıp çizildi. Resim, sinema, edebiyat bir vesileyle onu mutlaka yokladı. Sanki gizli bir gece korkusu var insanın ruhunda ve onu ebedi kayboluşun gömleği diye kapkara giyinmekten çekiniyor. Bir vesileyle sanat sözü geceye getiriyor. Bununla beraber gecenin cazibesi her zaman sabahın önünde durdu. Sabahı beklemek bile geceyle mümkün. Geçip gitmesi, dağılıp uçması, silinip yitmesi beklense bile gece yaratıcı mayasını hep korudu. Geceyi sabah için yaşamak sabra sarılı hüner sayıldı. Belki de sayılamayacak asırlar boyunca insan gece kadar sabahın da mutlak sahibiydi. Herkesin sabahı farklıydı. Şairin sabahı bahçıvandan, bülbülün sabahı sinek kuşundan, gezginin sabahı eşkıyanın şafağından ayrıydı. Gün geldi vakitler herkesin sabahını bir kıldı. İnsan o ebedi haklarından birini kaybetti. Bir taşın bile kendine...