Sadece sizin olan bir sabah...
Değil İstanbul, New York, Pekin, Moskova, Berlin, Londra, Atina, Tahran, Tokyo’da, değil Ulanbator, Bratislava, Aşkabad, Bakü, Katmandu’da herhangi bir insanın sadece kendisine ait bir sabahın doğuşundan söz edilebilir mi artık?...
Değil İstanbul, New York, Pekin, Moskova, Berlin, Londra, Atina, Tahran, Tokyo’da, değil Ulanbator, Bratislava, Aşkabad, Bakü, Katmandu’da herhangi bir insanın sadece kendisine ait bir sabahın doğuşundan söz edilebilir mi artık? Dünyada gittikçe tuhaf bir mülkiyet örüntüsü oluşmakta ve görünmeyenlerin hakimiyeti görünenleri çember içine almaktadır hızla. Kitlelerin uyuşturulmuş idraklerini çoktan geçtik ömrünün bir gününün sadece bir sabahının kendisine ait olma ihtimali olan kişiden dem vuruyoruz. O insan, dünyada bulunduğunun ve yaşıyor olduğunun esenliği içinde olabilir mi şimdilerde?Yeryüzü güneşte kalmış kibrit kutusundaki çöpler gibi gerilip birbirine sürtünürken sadece bencillik isteğinden dolayı değil sadece ve sadece bir kereliğine olsun benliğinin yalınlığıyla başbaşa kalabilmesi...