Şiiri görmeden şair aramak/ya da…
Sansasyon kadar dedikodunun her zaman çekici bir yanı var. Sanatçı varlığını hele bu işlek ama verimsiz kavramla köpürtmek biraz mizaç hatta tıynet meselesi.
Hayatı ve sanatı, tekil ve sade akışından çıkarıp, kalabalığın macunu yapanlara yine de her vakit rastlanıyor. Hele şiir söz konusu olduğunda, şiirinin çeperinde vakur, sessizce duramayanlar, bir görünme, bir bilinme, bir her yerde olma, bir her nabza şerbet sunma iştahıyla sıçradıkça sıçrıyor, konuştukça konuşuyor, kalabalık denilen güvensiz ve şekilsiz madeni kazdıkça kazıyorlar. Ve ellerinde her vesileyle işlettikleri sansasyon ve dedikodu mekanizmasıyla dolaşıyorlar. Bu...
Trenle yolculuk eden adam...
19 Kasım 2024 | 86 Okunma
Sezai Karakoç aralıkları…
16 Kasım 2024 | 63 Okunma
İş esasa gelip dayandığında…
12 Kasım 2024 | 30 Okunma
Sandalye ve ceket ya da…Kalk gidelim…
09 Kasım 2024 | 44 Okunma
‘Şiir yardım edecek kadar güçlü müdür?’
05 Kasım 2024 | 42 Okunma
TÜM YAZILARI