Sipariş hattının elemanı ya da/ eğer öyl
Eğer öyle olsaydı, yazı ve yazı adamlığı, şimdilerde sıklıkla şahitlik ettiğimiz gibi, birilerinin koltuklaması, pohpohlaması hatta yok sayıp yuhalamasına, alkış ve nefretine bağlı kalsaydı, yazı ve yazı adamı var olabilir miydi?
İnsanın ebedi özgürlük uğruna geliştirdiği en yüce eylem olan yazı, gerçekten ayakta kalabilir miydi? Çağımızın en büyük yanılgısı ‘sipariş’ kavramı etrafında düğümleniyor. Sipariş etme derecesine yükselen hemen her güç, sanatı, düşünceyi ve edebiyatı yönlendirebileceğini, satın alabileceğini, ona yol gösterip hayat vereceğini düşünüyor. Bu hususta çok da haksız sayılmaz. Çünkü ‘sipariş’ olana teşne bir grup her zaman vardır ve onlar hayatlarını bu ‘sipariş’lere borçludurlar. Hele sipariş, kitlesel niteliğe bürünür, kitlenin iştahıyla nefes alıp verir, siyasal iktidar konumuna yükselirse, işler hepten yolundan sapar.