Sıradan şeylerin büyük çıkmazı
Bina cepheleri, köprü üstleri, bariyerler, duraklar, iskeleler, inşaat alanları yavaş yavaş ses, afiş ve görsel videolarla dolup kabarmaya başladı. Şehrin kaotik curcunası görünmez dişler tarafından lezzetli bir...
Bina cepheleri, köprü üstleri, bariyerler, duraklar, iskeleler, inşaat alanları yavaş yavaş ses, afiş ve görsel videolarla dolup kabarmaya başladı. Şehrin kaotik curcunası görünmez dişler tarafından lezzetli bir elma gibi ısırılıyor. Büyük büyük iddialar, nereden hangi parayla yapılacağı meçhul vaatler. Bütün bunların arasında hayatın o bildik ve tekrarlı akışı. Bir yandan gözüme ve kulağıma hücum eden ses ve görüntü saldırısından korunmaya bir yandan da düşünmeye çalışıyorum.
Ne zaman yağmur sonrası vapura yetişmek için aceleyle yürüsem mesela ayağım bir şekilde kaldırım taşlarından birinin boşluğuna basıyor sonra da altta biriken su foş diye sıçrayıp üstümü başımı berbat ediyor. Geniş, karo, dikdörtgen malzeme şehrin zeminine hiç uygun olmadığı halde geleneksel arnavut kaldırımı taşı yerine bu nereden kırılıp çatlayacağı belli olmayan yapay malzeme tercih ediliyor. Sadece vapur iskelelerinin önünde değil farklı farklı meydanlarda, caddelerde, sokak aralarında, tarihi yapıların etrafında hasılı kaldırım taşı adıyla yerleştirilen hemen her yerde yaşanıyor bu manzara. Eğer bu sadece hep benim talihsizliğim değilse hemen her yaştan insanın başına niçin geliyor? Evden...