Toprak meselesi
Toprağı terk ederek kurulmuş hayatın matah bir şey olmadığının anlaşılması yeni bir durum değil. Modern zamanlar ve onun örgütlenme biçimleri insanları topraklarından koparıp yeni mekânlar...
Toprağı terk ederek kurulmuş hayatın matah bir şey olmadığının anlaşılması yeni bir durum değil. Modern zamanlar ve onun örgütlenme biçimleri insanları topraklarından koparıp yeni mekânlar kurmuştu. Kentler, ürettikleri yeni idealler ve sundukları imkânlarla cazibe merkezi olmaya başlamıştı. Yeni bir mekân ilahiyatı demekti aslında bu. Dinî (her yönden) kaynaklı şehirler yerine sanayi merkezleri kentler, kısa zamanda büyük yerinden olmaları da beraberinde getirdi. Bilerek ‘göç’ yerine ‘yerinden olma’ diyorum çünkü göç etmenin zaman içinde şekillenen kendisine has bir kültürü ve ontolojisi vardı. Tıpkı tehcir, sürgün gibi. Keza her biri hukuki birer kavramdılar aynı zamanda. Şimdilerde kullanılan göçmen kavramı da sorunludur, unutulmasın. Göçün bir yüzünde barınan...