Varlığı sevilip konuşulmayan ‘şey’e isim aramak...
Bir kişinin ismini hatırlayamadığınızda karşınızdakinden yardım istercesine ‘şey ne yapıyor?’ hani o var ya? diye sorarsınız. Şey, çağrışımların anaforunda berraklaşacak yer...
Bir kişinin ismini hatırlayamadığınızda karşınızdakinden yardım istercesine ‘şey ne yapıyor?’ hani o var ya? diye sorarsınız. Şey, çağrışımların anaforunda berraklaşacak yer arar bir süre. ‘Ha, şeyden, …’dan/den bahsediyor olmalısın’ diyerek sizi kurtarır muhatabınız ve böylece özne sıkıştığı yerden çıkarılmış olur. Daha çok nesneler için kullanılıyormuş gibi gözükse de şey, öznenin, konunun, meselenin kaybolduğu, bilerek hatırlanmak istenmediği hatta unutulduğu durumda maymuncuk işlevi görür. Alacağı eklere göre de, şeye, şeyden, şeyi, şeyle, seysiz, şeyli gibi, hallere bürünür. Böylece hem odak varmışçasına konuşma sürer hem de önemliyle önemsiz arasında açılan boşlukta söz sallanıp durur....