ABD-İsraili Tevradî belaya mı koşuyor?

Galatasaray, Trabzonspor maçında RAMS Park’ta adeta Süper Lig’in tüm takımlarına gözdağı vermiştir. Geçiş oyunları, düşmeyen tempo, koşup kovalayan bir kadro, kenardan gelenlerin dinamizmi ve her şeyden önemlisi maçın hiçbir saniyesinde inancını kaybetmeyen taraftar. Galatasaray “Şampiyon olacak takım nasıl futbol oynamalıdır?” sorusunun cevabını hem seyircisi hem de takımıyla göstermiştir. İşin teknik, taktik kısmına değinecek olursam tabi ki maçın erkenden kopacağı yerde birçok gol pozisyonu sarı-kırmızılılar adına çok bonkörce harcandı. Galatasaray, yapılan basit top kayıpları sonrasında ise kalesinde golü gördü. Bunun yanında Mertens ve Sara, topu çok rahat şekilde 3. bölgeye taşırken, kanattan Yunus ve Sallai ile müthiş bir tempo tutturdu. Jelert ise rakibi Nwakaeme gibi bir futbolcuya pek fırsat vermedi. Hatırlarsanız Okan Buruk'un göreve başladığı ilk deplasmandaki Fenerbahçe derbisinde Icardi’nin sakatlığı dolayısıyla Barış Alper Yılmaz'ı ilk 11’de oynamıştı. Milli futbolcu o maçta da son karşılaşmada da kendisine verilen görevi layıkıyla üstlendi fakat klasik bir santrfor olmadığı için son vuruşları Icardi, Osimhen ve Batshuayi gibi olamıyor. Nihayetinde sarı-krımızılılar çok kritik ve önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı. Her hafta olduğu gibi bu hafta da hakem konuşmak zorunda bırakıldık. Maçın hakemi Kadir Sağlam, VAR hakemi Onur Özütoprak ve AVAR Caner Özaral dışarıdan çevrilip gole dönüşen pozisyonda nasıl olur da böyle bir karar alabilirler ya da buna nasıl cesaret edebilirler gerçekten insan hayret ediyor. Galatasaray eğer puan kaybetmiş olsaydı hesabını kim verecekti?