Ahmet Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası
Ahmet Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası adlı enstalasyonunu da kapsayan Bellek Alfabesi / Yaddaşın Elifbası / The Alfabet of Memory adlı, eser yönünden oldukça zengin sergisini, geçtiğimiz Salı...
Ahmet Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası adlı enstalasyonunu da kapsayan Bellek Alfabesi / Yaddaşın Elifbası / The Alfabet of Memory adlı, eser yönünden oldukça zengin sergisini, geçtiğimiz Salı günü Bakü’de görme imkanı buldum.
Sergi küratörleri Emin Mahmudov ve Ulrich Ptak, Güneştekin’in Ölümsüzlük Odası’nı, Haydar Aliyev Merkezi’nin açık alanındaki doğu köşesinde, 2012 – 2019 yılları arasındaki işlerini sergi salonunda konumlandırmışlardı. Yeri (mekanı), eserlerin doğru seyri bakımından sırlanışları, her iki mekanda da son derece uygundu.
Eser bakımından, Güneştekin’in sergisi üzerine konuşma önceliğini elbette hacmi (dolayısıyla yoğun işçiliği), felsefi arkaplanı, gündellik hayatla ilişkisi itibariyle Ölümsüzlük Odası’na vermem gerekir.
Yukarıdaki zikrettiğim yere (İstanbul’dan Bakü’ye) 4 TIR ile taşınan ve 20 kişilik bir ekibin beş günlük çalışmasıyla ancak yerleştirilebilen Ölümsüzlük Odası, 35 ton alüminyum kullanılarak imal edilen 22.000 parça boynuz ile kurukafadan oluşuyor.
Eser her zaman bir sanatçıya ait olmakla birlikte, enstalasyon esaslı sanat işlerinin artık fabrika ortamında üretildiğini bildiğimize göre, Ölümsüzlük Odası’na farklı mesleklerden 130 kişinin emek verdiğini söylememizde de bir sakınca olmasa gerektir.
Eserin fiziki (konumlanma ve seyir) durumuna gelince: