Bilgiyi bulduğumuz için okuruz aradığımız için değil
İnsanın yaratılış özelliklerinden biri olan okumayı, edebiyat ve dolayısıyla söz / rivayet ya da salt yazı merkezli olarak düşünenler, eylem nitelemesiyle birlikte onu yalnızlık fenomeni içinde inceleme...
İnsanın yaratılış özelliklerinden biri olan okumayı, edebiyat ve dolayısıyla söz / rivayet ya da salt yazı merkezli olarak düşünenler, eylem nitelemesiyle birlikte onu yalnızlık fenomeni içinde inceleme yarışına girerler.
Çünkü spekülatif bir öze sahip olan okuma, tam da bu yönüyle romantik yaklaşımların tamamını kendiliğinden kabul ettiği gibi, eylem planında da bireyselleştirme yoluyla özelleştirilerek, muhatabının okuyan olmak bakımından seçkinleştirilmesini daha çok mümkün kılar.
Oysaki okuma yaratılış bakımından doğal ve genel, kavrayış ve yönelim bakımından özeldir; en geniş anlamıyla düşünmek / tefekkür etmek de okumanın asıl kendisidir.
Aynı şeyi aynı şekilde iki defa denemekten aciz olan öznenin okuma arzusu ile kavrama talebi de onun seçimine tabidir. Diğer bir söyleyişle her yeni bir denemesinde önceki denemesinin ancak misline erişebilen özne, okumayı ve kavramayı da muhtaçlık hissetmeden, bunlara mahsus (özel) bir yönelimi gereksinmeden gerçekleştiremez.
Kaldı ki, okumayı açık bir idrak ile süreklileştirmek de zaten...