Devletin ve toplumun selametini öncelemek
Hasan-ı Basrî (rahimehullah), önceki yazımızda bir kısmını naklettiğimiz kaderle ilgili görüşlerini şöyle tamamlamıştır: “Ayrıca kul, fiillerini ilahî takdirin sevkiyle...
Hasan-ı Basrî (rahimehullah), önceki yazımızda bir kısmını naklettiğimiz kaderle ilgili görüşlerini şöyle tamamlamıştır:
“Ayrıca kul, fiillerini ilahî takdirin sevkiyle gerçekleştirmiş olsaydı itaat edeni övmek ve asiyi yermek anlamsız kalır, dua etmenin veya başarılı olmak için herhangi bir eyleme geçmenin tesiri umulmazdı. Allah’ın meydana gelecek olayları önceden bilmesi insanları belli fiilleri işlemeye sevk etmez. Kaza ve kaderle ilgili nassların dikkatli bir şekilde incelenmesi hâlinde bunların kulların belli fiilleri kendi iradeleriyle yaptıklarından dolayı cezalandıracağını beyan ettiği görülür. Cebir görüşünü savunanların Hz. Peygamber’e atfettikleri rivayetlerin gerçek olması mümkün değildir. Sonuç olarak günah işleyip bunu kaza ve kadere bağlamak Kur’an’a aykırı bir inanç olup Allah’a yapılmış bir iftiradır.”
Bu anlayış içerisinde, “Dönemindeki dini yaşamın merkezinde...