Düşünmenin sath-ı mâiline girmek
Sath-ı mâil, satıh ve meyil kelimelerinden oluşan güzel bir terkip.Satıh, yüzey demek, bir şeyin dış tarafı, içine nüfuz edilmeksizin sadece dışıyla bilinen şey.Mâil eğilmek, meyletmek, bir şeye...
Sath-ı mâil, satıh ve meyil kelimelerinden oluşan güzel bir terkip.
Satıh, yüzey demek, bir şeyin dış tarafı, içine nüfuz edilmeksizin sadece dışıyla bilinen şey.
Mâil eğilmek, meyletmek, bir şeye doğru tevazu içinde sarkmak, günlü başka bir gönüle ağmaya durmak anlamındaki meyil’den geliyor; satıh’ın aksine içe doğru yönelme niyetini hatta teşebbüsünü ihtiva ediyor.
Sath-ı mâil terkibi, şimdilerde ancak seçim zamanlarında, “yeni bir seçimin sath-ı mâiline girdik” cümlesiyle hatırlanıyor ve onunla doğrudan seçim ortamına girmek kastediliyor.
Demek ki, belli zamanlarda giriliyor olmasıyla sath-ı mâil, tıpkı sürekli açık duran bir kapı gibi, şartları oluştuğunda girilmek üzere elimizin altında bulunuyor; bilfiil olmak için kulağı krişte bekleyen bir bilkuvve olarak...
Filhakika, bilfiil olmanın tüm gereklerini de içine hazır tutan bir bilkuvve olarak sath-ı mâil, her yeni seçimde, yeni eğilimlerin ortaya çıkması anlamında, eğeni ve eğileni gerektiren eğimlik yönünden, seçim zeminin kayganlığını / kaypaklığını da ihtiva ediyor.