Enkazın üzerine yeni bina yapılır mı?

Vahdet-i vücûd’u Osmanlı’nın kurucu düşüncesi ve bu düşünceyi üreten, sistemleştiren İbnü’l Arabî, Sadreddin Konevî, Davûd el-Kayserî ve Mevlânâ’yı da...

Vahdet-i vücûd’u Osmanlı’nın kurucu düşüncesi ve bu düşünceyi üreten, sistemleştiren İbnü’l Arabî, Sadreddin Konevî, Davûd el-Kayserî ve Mevlânâ’yı da Osmanlı’nın kurucu babaları olarak belirlerken, derdimiz yeni bir nostalji malzemesi üstüne güzelleme yapmak değildir.

Ki, din ve dünyanın ilişkisini kurmadaki yetkinliği cihetinden Vahdet-i vücûd’un hâlen temsil ettiği güzelliğin, mezkur güzellemeye ihtiyaç duymadığı, onun Batı medeniyetinin inşasına olan katkısından bellidir.

Bu bağlamda, Benedictus Spinoza (ö. 1677) ile şakirtlerinin, ilâhi metinler üzerinden kutsiyeti seküleştirme gayretlerinin bir sonucu olarak zuhura çıkan Panteizm’i örnek göstermemiz yeterlidir. Vahdet-i vücûd’un içinden üretilen Panteizm’in, Müslüman münevverlerin çoğunun algısında, Vahdet-i vücûd=Panteizm şeklinde eşitlenecek derecede hakimiyet kurması da bu örneği ayrıca teyit etmektedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma Horasan erenlerinin siyaseti 09 Kasım 2024 | 123 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar