Filistin hafızasını yeniden oluşturmak
Simon S. Montefiore, hikâye üslubuyla yazdığından hemen herkese hitap edebilen ancak Siyonist olmayanlara karşı bulduğu her fırsatta hakaret etmesi nedeniyle itici olan, asıl bu nedenle bizde de fazla rağbet görmeyen “Kudüs:...
Simon S. Montefiore, hikâye üslubuyla yazdığından hemen herkese hitap edebilen ancak Siyonist olmayanlara karşı bulduğu her fırsatta hakaret etmesi nedeniyle itici olan, asıl bu nedenle bizde de fazla rağbet görmeyen “Kudüs: Bir Şehrin Hikâyesi” adlı kitabında (Trc.: Cem Demirkan, Pegasus Yayınları, İstanbul 2016) 1800-1875 yılları arasında Kudüs hakkında İngilizce 5.000 kitabın basıldığını, tema ve muhteviyat olarak “çoğu birbirinin benzeri” olan bu kitaplarda ya Evanjelistler’in İncil hikâyelerini tekrar tekrar anlattıklarını “ya da seyyahların Osmanlı beceriksizliği, Yahudi sızlanmaları, Arap basiretsizliği ve Ortodoks kabalığıyla” dalga geçtiklerini söyler.
Montefiore’nin bu sözlerinde benim dikkatimi çeken ilk şey ilgili kitapların keyfiyetinden çok kemiyetidir. Yetmiş beş yıl gibi -yaklaşık olarak bir insanın ömrüne denk düşen- kısa bir sürede beş bin kitabın yazılmış olması, Siyonistlerin Filistin’de hak sahipliği iddialarına siyasetten önce nasıl bir hafıza zemini oluşturduklarını görmemiz için yeterli olsa gerektir.
Bir medeniyetin tefessüh ederek yıkılmaya yüz tutması sadece toprak kayıplarıyla sınırlı olmadığı gibi, başka bir medeniyetin ona galip...