Görmenin terbiyesinden sözün terbiyesine
Her sanatın kendisine mahsus bir hikâyesinin oluşundan hareketle, yeni şer’î zihniyetten doğan yeni sanatın da, kendisinden önceki ilgili hikayeleri kendi içine çekerek, onları kendi zihniyetine göre yeniden yoğurmak suretiyle kendi...
Her sanatın kendisine mahsus bir hikâyesinin oluşundan hareketle, yeni şer’î zihniyetten doğan yeni sanatın da, kendisinden önceki ilgili hikayeleri kendi içine çekerek, onları kendi zihniyetine göre yeniden yoğurmak suretiyle kendi yepyenisini ürettiğini tekrar ifade etmeliyiz.
Bu manada yeniden yoğurmanın yöntemi, yeni şeriatın söz konusu hikâyelerin bir kısmını teyit ile tekit, bir kısmını tashih, bir kısmını da iptal etmesinden ibarettir.
Örneğin, Hz. Ömer’in Kudüs’ün anahtarlarını teslim aldıktan sonra, Mirac-ı Müşerrefe Kayası’na gitmesi, üstünü örten çöplüğü temizleterek onu açığa çıkarması ve buraya çatma bir mescit yaptırarak, daha iyi bir mescidin inşasını vasiyet etmesi gerçekte bir kısmıyla unutulmuş, bir kısmıyla da tahrif edilmiş bir hikâye dizisini, şârî’nin verdiği bilgiye göre güncellemesidir.