İbnü’l-Arabî’den seçilmiş sözler
İbnü’l Arabî tefekkürünün genel bir karşılığı olarak kullanılan Vahdet-i vücûd teriminin –benzer terimleri zikretmesine rağmen–, onun lûgatında müstakil olarak yer...
İbnü’l Arabî tefekkürünün genel bir karşılığı olarak kullanılan Vahdet-i vücûd teriminin –benzer terimleri zikretmesine rağmen–, onun lûgatında müstakil olarak yer almadığını ve dolayısıyla mezkur terkibin, onun tilmizleri, müntesipleri tarafından Hazretin düşüncelerinden hareketle sistemleştirdikleri yeni nazariyata ad olarak verildiğini, daha önce bu sütundaki birkaç yazımda ifade etmiştim.
Osmanlı’nın kuruluş felsefesinin kendilerine nispet edilmesi nedeniyle kurucu babalar olarak anılan İbnü’l Arabî, Sadreddin Konevî, Davûd el-Kayserî ve Mevlânâ’nın Vahdet-i vücûd nazariyatını neden oluşturduklarının cevabı ise, Ekrem Demirli’nin TDV İslam Ansiklopedisi için yazdığı ilgili maddedeki şu tanımında yer alır:
“Vahdet-i vücûd düşüncesi varlığı (vücûd), mümkün ve zorunlu kısımlarına ayrılmadan önce kendinde bir hakikat şeklinde ele alıp zorunlu ve mümkünü onun iki kutbu saymak...