İşgalci Yahudilerin hubris sendromu
Yahudilerin peygamber değil kral olarak kabul ettikleri Hz. Süleyman’ın (a.s.) MÖ. 10. yüzyılın ikinci çeyreğinde lider olduğu, gösterişli yeni evlerle süsleyip dayanıklı surlarla korumaya aldığı...
Yahudilerin peygamber değil kral olarak kabul ettikleri Hz. Süleyman’ın (a.s.) MÖ. 10. yüzyılın ikinci çeyreğinde lider olduğu, gösterişli yeni evlerle süsleyip dayanıklı surlarla korumaya aldığı Kudüs’ü merkez edinerek İran-Mısır ve Yemen arasındaki geniş coğrafi sahaya hükmettiği, Siyon ve Sahre dağında kendi adıyla anılan birer saray ve mabet yaptırdığı ve namının da hükümdarlığından çok bu iki eserle yürüdüğü rivayet edilir.
Onun hakkında Kur’an’dan “Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz Sen, karşılıksız armağan edensin.” mealindeki duasının kabul edildiğini ve “Böylece” Allah’tan bir vergi olarak, “hesaba vurmaksızın” sevk ve idarelerinin onun tasarrufuna sunulmuş olarak, emrettiği yöne yumuşaklıkla esecek şekilde rüzgarın buyruğuna verildiğini, kuş dilinin ona açık edildiğini; şeytanların; bina ustalarıyla, dalgıç olanın; (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış” diğerlerinin onun hükmüne tabi kılındıklarını… öğreniriz.
Aynı zamanda bu nimetlerle imtihan da edilen Hz. Süleyman’ın “Şüphesiz, onun Bizim Katımız’da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel...