Kıyam Hanîflik’ten İslam’a bir mirastır
İslam kelamında, Kıyâm bi-nefsihi terkibiyle Allah’ın varlığının zamanla ve mekanla mukayyet olmadığı, yaratılmışlıktan münezzeh bulunduğu ve dolayısıyla hiçbir şeye ve kimseye...
İslam kelamında, Kıyâm bi-nefsihi terkibiyle Allah’ın varlığının zamanla ve mekanla mukayyet olmadığı, yaratılmışlıktan münezzeh bulunduğu ve dolayısıyla hiçbir şeye ve kimseye muhtaç olmadığı, bilakis her şeyin, herkesin ona muhtaç olduğu sabitlenmekte ve aynı zamanda “Mabudunuz tek ilâh Allah’tır; başka ilâh yoktur; rahmândır, rahîmdir” mealindeki ayetin (Bakara 2/163) hükmü de tenzih esaslı pekiştirilmektedir.
Buna tabi olarak İslamî anlayışta kıyam, “O halde sen hanîf (hanifen) olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel (feekim). Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru (kayyim) din budur; fakat insanların çoğu bilmez. Gönülden ona yönelin, saygısızlıktan sakının; namazı kılın (ve ekimu’s-salat) ve şirke sapanlardan, dinlerinde ayrılığa düşüp –her bir grubun kendindekini beğendiği– fırkalara ayrılanlar olmayın” mealindeki ayetlerle de (Rum 30/30-31) mahiyet ve maksat yönüyle hem niyet hem eylem olarak tevhidî bir paradigmaya (çerçeveye) bağlanmaktadır.
Burada Hanîf (hanifen) kelimesinin bir hat, hedef, istikamet olarak belirtilmesi ise Müslüman kıyamında tevhid esaslı kadimliğe ve yukarıda zikrettiğimiz...