Mehmet Görmez Hoca'nın son açıklaması üzerine...
İmam-ı Malik hazretlerinden, birileri bir fetva talep ettiklerinde, “olmuş mu” diye sorar, olmuşsa (vuku bulmuşsa) cevap verir, olmamışsa cevap vermezmiş.Fıkıh, kelime olarak da derinlemesine anlama ve bilme, eksiksiz bilgi sahibi olma...
İmam-ı Malik hazretlerinden, birileri bir fetva talep ettiklerinde, “olmuş mu” diye sorar, olmuşsa (vuku bulmuşsa) cevap verir, olmamışsa cevap vermezmiş.
Fıkıh, kelime olarak da derinlemesine anlama ve bilme, eksiksiz bilgi sahibi olma manasına geldiği için, İmam Malik hazretlerinin bu ilme mahsus söz konusu edebi, yaşadığımız dünyayı gerçekleşen olaylar üzerinden İslami planda anlamaya, tahlil etmeye çalışanları da bağlayagelmiştir.
Hatta modern zamanların hızına teslim olduğumuz şu devirde, okumalarımızın niyet ve istikameti bile İmam-ı Malik hazretlerinin edebine tabi olmayı gerektirmektedir.
Çünkü adeta bir kitap furyasıyla yüz yüzeyiz ve internet ortamında zahmetsizce sunulan milyonlarca yarım yamalak bilginin taarruzu altındayız.
Hal böyle olunca, hem bir olguyu, olayı, konuyu yeri geldiğinde (vakti tahakkuk ettiğinde) fıkh etmek hem de bunu layığınca yapabilmek için deyim yerindeyse sıcağı sıcağına yeniden (tekrarın tekrarı olabilecek şekilde) okumalar, araştırmalar yapmak durumundayız.
Bu cümlelerden olarak, bir önceki Hatalı Tartıştığımızda Hatayı Tartışamayız başlıklı yazımda, bir televizyon kanalınca yapılan Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması hakkında, bu vesileyle vaktinin geldiğini düşünerek Kur’an okuma, suret ve suretlendirme, nazara sunma / manzaraya dönüştürme, görünürlük ve gösteri konularına ana hatlarıyla değinmeye, söz konusu yarışma hakkında (ferdi) bir görüş belirtmeye çalışmıştım.