Özür ve yıkım mutabakatı
Seçimler yaklaştıkça, 6’lı masadan toplu ya da tekli olarak yapılan her açıklama bu seçimlerin doğrudan Türkiye’nin bekasına mahsus bir seçim olacağını yeniden ve yeniden gözler...
Seçimler yaklaştıkça, 6’lı masadan toplu ya da tekli olarak yapılan her açıklama bu seçimlerin doğrudan Türkiye’nin bekasına mahsus bir seçim olacağını yeniden ve yeniden gözler önüne sermektedir.
Bunun son örneği ise, ortak politikaların belirlendiği mutabakat metnidir.
Sandığın göründüğü şu günde muhalefetten ilk beklenen seçmene vaatlerde bulunmak olduğundan, mutabakat metni o vaatleri içermektedir ama ne yazık ki seçmen yönünden değil, irade, dirayet, yönetim, savunma, beka ve güçlülük… bakımından zayıflatılmış bir Türkiye beklentisi içinde olanların bu isteklerinin karşılanması yönünden gerekli vaatleri içermektedir.
Buçuk oy oranıyla 6’lı masaya katılan ve son günlerde PKK’nın megafonu haline gelen birinin sarf ettiği “İspanyol gazetesine buradaki şeylerin hepsini anlattım. ‘Zor değil mi?’ dediler. ‘Zor ama yapacağız’ dedim. Avrupa’dan da bakacaklar ve hayranlıkla diyecekler ki ‘Aferin Türkiye’ye. Şuna bak’ diyecekler.” şeklindeki sözleri tek başına bu vaadin en açık deli olarak orta yerde durmaktadır.
Buna göre mutabakat metninin asıl amacının Türkiye’nin her yönden zayıflatılmasını hasret ve merakla bekleyenlere verilecek garantilerin ilk...