Sanatımızın fay hatlarında kısa bir gezinti
Önceki yazımda Mertol Tulum’un büyük gayret ve zahmetle günümüzün diline aktardığı Surnâme-i Vehbî’nin, Ketebe Yayınları arasından çıkan üçüncü baskısı...
Önceki yazımda Mertol Tulum’un büyük gayret ve zahmetle günümüzün diline aktardığı Surnâme-i Vehbî’nin, Ketebe Yayınları arasından çıkan üçüncü baskısı sayesinde “yeniden görülme alanına” girdiğini hatırlatarak, Tulum’un bu eserdeki değerli açıklamalarını da gözeten okumaların yapılması gerektiğini söylemiştim. Geldiğimiz bu noktanın ise, maalesef “Eyvah ki, eyvah” diyeceğimiz bir nokta olduğunu belirterek tamamlamıştım yazımı.
Bize “Eyvah ki, eyvah” dedirten nedenlerin sayısı hayli fazladır.
Şu iki neden ise bunların başında gelse gerektir:
Kültürümüzün Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet tanımlı olarak maruz kaldığı üç büyük depremin neden ve sonuçları; ferdî çatışmanın en insafız sahalarından biri olan sanattaki ideolojik gruplaşmaların, birçok sanatçının infazına meşruiyet sağlaması...