Şeyh Muhyiddin’den seçilmiş sözler

Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Ömer Lekesiz'in bugünkü (24.12.2022)''Şeyh Muhyiddin’den seçilmiş sözler'' başlıklı yazısı.

İmam Gazzâlî İhyâ’sında ilmi kalbimizin ibadeti, ruhumuzun namazı, özümüzün Allah’a yaklaşması olarak tanımlar. Buna göre müminin hayatı ilim içinde şekillenir, onunla meyve verir ve kulluğunun derecesi yine onunla tayin edilir. Körün köre rehberlik edememesindeki gibi, ilim de cahilden gelmez ancak bilgiyi doğru öğrenen ve kavrayan kalp sahibi birinin aklından diğer kalp ve akıl sahiplerine gelir.

Ekrem Demirli tercümesiyle, İbnü’l-Arabî’nin Fütuhât-ı Mekkiyye’sinden yaptığımız seçmelerin bir yenisini söz konusu esası özellikle hatırlatarak sunuyoruz:

Şeyh Muhyiddin diyor ki:

“Ölçü, tartı bilgi sayılır. Tahmin baskın zan demektir. (…) Dince geçerli hükümde asıl olan şey, güçlü zandır. Güçlü zan, Allah nezdindeki mutlulukta bile geçerlidir. Çünkü Allah şöyle buyurur: “Ben kulumun bana olan zannına göreyim, benim hakkımda iyi zanda bulunsun.” (FM V: 19)

“Akıl fikir gücünden, fikir gücü hayalden, hayal ise duyunun veya musavvire (tasvir eden) gücünün verisine göre duyudan (veri) alır.” (FM V: 54)

“Zaman kendiliğinde akledilir bir şeydir ve onu anlamanın aracı vehim gücüdür.” (FM V: 273)

“Sen ‘sen’ içinde ödünçsün.” (FM V: 298)

“Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ömer hakkında şöyle demiştir: ‘Bu ümmette sezgi sahiplerinden biri varsa o da Ömer’dir.’ Burada Allah’ın nebi ve resullere değil, verilere olan ilhamını kastediyorum. Mertebelerin değişmesiyle zevkler de değişir. Sezgi sahiplerinin en yetkini, ilham edilen şeyi ‘Allah’tan anlayan’ kimsedir.” (FM VI: 319)

“Allah tahayyülü dikkate almıştır. Hak kendisini tahayyül içine sokuyorsa, Hakk’ın dışındaki âlemin nasıl olduğunu zannedersin!” (FM, VII: 46)

“Tevil zandır, zannın çoğu taşkınlığa yönelten bir günahtır.” (FM VII:398)

“Âlem, bir hayalde ortaya çıktı. O halde âlem, kendisi bakımından tahayyüldür.” (FM VIII: 145)

“Uykuda hayalden çok hayalle ittisal halindedir. Hayal ile ittisal ise, dışta yani duyulur ile ittisalden daha güçlüdür. O halde onun mana ile haz alması, hayalle haz almasından daha güçlüdür.” (FM VIII: 214)

“Rüya hâli uykudur. Uyku, yaratılışın uyanıkken yaptığı hareketlerin yol açtığı yorgunluktan dinlenmek üzere bedenin duyulurlardan uzaklaşmasıdır (…) Uyku iki kısımdır: Birinci intikaldir. Bunda kısmi bir rahatlama veya bir amaca ulaşma veya yorgunluk artışı vardır. Diğeri ise özel anlamda rahatlık içerir.” (FM VIII: 330)

“Hayal ile mana arasında bir vasıta veya derece olmadığı gibi, hayal ile duyulur arasında da bir vasıta ve derece yoktur. Öyleyse bağlanma vasıtası hayalin kendisidir. Mana ona indiği gibi, duyulur da ona yükselir. Öyleyse hayal özü gereği iki ucu da (manayı ve duyuyu) verir.” (FM VIII: 363)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma Horasan erenlerinin siyaseti 09 Kasım 2024 | 123 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar