Siyonist-Hıristiyanların arzuladığı kıyamet seküler bir kıyamettir
Önceki yazımızı “kıyam” kelimesi esasında Mezopotamya (Hanîfi-İslam) Akdiyle, Eski Ahit arasındaki derin farka işaret ederek bitirmiştik. Aynın dil ailesinden oldukları için İbranice’de de...
Önceki yazımızı “kıyam” kelimesi esasında Mezopotamya (Hanîfi-İslam) Akdiyle, Eski Ahit arasındaki derin farka işaret ederek bitirmiştik.
Aynın dil ailesinden oldukları için İbranice’de de “kima” (kalkma) olarak ifade edilen kıyam kelimesini amida (ayakta durma), nitsav ve yatsav (durmak) kelimelerinin önünde ele alan Yahudi kelamcısı İbn Meymûn (Maimonides) şu değerlendirmesinde zikrettiğimiz farkı şöyle temellendirmektedir:
“Kima kelimesi müşterek bir isimdir. Onun manalarından birisi, oturmak kelimesinin zıddı olan ayakta durmaktır. Bu anlamda Tevrat’ta, ‘O, onun için ne ayağa kalktı (kima) ne de hareket etti’ (Ester 5:9) denilmiştir. Yine bu kelime bir durumun sabit olması ve onun doğru olması anlamında kullanılmaktadır. Nitekim bu kelime Tevrat’taki ‘Tanrı kendi kelamını doğrulayacak (kima)’ (I. Samuel 1:23), ‘Efron’un bütün toprakları, İbrahim›in mülkü olarak kalacak (kima)’ (Yaratılış 23:17), ‘Şehirdeki bu ev sabit kılınacak (kima)’ (Levililer 25:30) ve ‘İsrail›in kralı, senin elinle güçlenecek (kima)’ (I. Samuel 24:20) pasajlarında bu anlamıyla kullanılmıştır. Bu lafız Tanrı için kullanıldığı her yerde bu anlama gelmektedir. Sözgelimi ‘Tanrı, şimdi...