Sohbetin ihyası, muhabbetin ifası...
Burada dil ve hâl ayrımına başvurmamızın nedeni, lisan ve kelâm anlamında hiçbir dünya dilinin hâlleri kuşatma kabiliyetine sahip olmamasındandır.
Koronanın neden olduğu kapanmayı, sanal sohbetlerle gönüllerde bir açılmaya vesile bilenlerin malum gayretlerini asla küçümsememek, değersizleştirmemek gerekir.
Çünkü biz, sohbet toplumuyuz ve modernizmin özellikle internet yoluyla benimsetmek istediği ben-cil-leşmeye, hâlen bu yolla, üstelik onun araçlarını kullanmak suretiyle karşı çıkabiliyoruz.
Dolayısıyla kültürel faaliyet cümlesinden, ilgili kurum ve kuruluşların internet üzerinden gerçekleştirdikleri sohbetlere, ibnü’l-vakt olmanın bir şartı olarak bakmalı ve bunları sohbet olgusunun asli özünü zedelemeyen bir gayret olarak görmeliyiz.
Ancak şunu da bilmeliyiz ki, ekranın ufku yoktur ve o, bir meseleyi karşılıklı tahkik etmekten çok, birilerinin telkinine uygundur.
Öte yandan mezkûr sohbetler, arzulanan bilgiye erişildiği duygusu yaratarak kitaptan uzaklaşmayı, görüşme tatmini üreterek yüz yüze hâlleşmemeyi beraberinde getirmektedir.
Oysaki sohbetin mevcut olumsuz şartlarda ihyası, muhabbetin ifasıyla mümkündür ve ekran ufuksuzluğu nedeniyle her ikisinden de az payı alır. Bu hakikati pekiştirmek içinse sohbet ve muhabbet fenomenlerindeki mânâ perdelerini açmada ısrarlı olunması elzemdir. Zira her ikisinin de kaynağı kitabîdir: