Spinoza’ya göre Tevrat
Spinoza’nın Teoleojik-Politik İnceleme’sini yazmaktan maksadı, bir devletin ayakta kalabilmesi için muhtaç olduğu kamusal yasalarla, “Dış eylemlerden çok, iç saflık ve doğruluktan ibaret olduğu için...
Spinoza’nın Teoleojik-Politik İnceleme’sini yazmaktan maksadı, bir devletin ayakta kalabilmesi için muhtaç olduğu kamusal yasalarla, “Dış eylemlerden çok, iç saflık ve doğruluktan ibaret olduğu için, hiçbir yasaya ve kamusal otoriteye bağlı” olmayan dinin arasını kesin bir şekilde ayırmak ve dolayısıyla kutsalı ferdî bir inisiyasyon ihtiyacına havale ederek, toplumsal hayatın dışına itmektir.
Bu yanıyla Spinoza, Kitab-ı Mukaddes’i tartışmaya açarak, bugünkü laisizmi ve sekülerliği Batı düşüncesi içinde kurumlaştıran önemli isimlerden biri olmuştur.
Biz konumuz bağlamında Spinoza’nın, Tevrat’ın Musa’dan sonra yazılmış olmasıyla ilgili delillerine, onun düşüncesini salt Tevrat ile ilgili bir soruna indirgemek için değil, Kutsal Siyaset’in icadının, Siyasal Siyonist-Hıristiyancılığa evrilmesine dair -içeriden yapılmış- sağlam bir eleştiri olması bakımından başvuruyoruz.
Bu esasta “Yasanın Tekrarı hakkındaki yorumlarında İbn Ezra’nın söyledikleri: Şeria ırmağının ötesinde, vs.; on ikilerin sırrını anlayabilsen; ve Musa yasayı da yazdı; Kenanlı o sırada ülkedeydi; Tanrı’nın dağında vahyedilecek; ve işte yatağı, demir bir yatak; o zaman gerçeği bileceksin. İbn...