Sünnetullâh ve deprem
Allah’ın yaratışında iyi ve kötü ayrımı yoktur. Varlıktaki iyi ve kötü ayrımı şeriattan ve insan aklının yaratılışa-varlığa- değgin olguları, oluşları adlandırma...
Allah’ın yaratışında iyi ve kötü ayrımı yoktur.
Varlıktaki iyi ve kötü ayrımı şeriattan ve insan aklının yaratılışa-varlığa- değgin olguları, oluşları adlandırma, tanımlama, yorumlama yoluyla kavrayabilmek için onlara yüklediği nisbetlerden doğar ki, biz bu doğuşun kainattaki her türlü işleyiş ve görünüş bakımından sünnetullaha tabi olduğunu söyleriz.
“Sözlükte” Sünnetullâh, “bir şeyi açıklığa kavuşturmak, iyi veya kötü yeni bir yöntem ortaya koymak” anlamındaki ‘senn’ kökünden türeyen sünnet ile lafza-i celâlden oluşan sünnetullâh terkibi ‘Allah’ın koyduğu kanun, nizam’ demektir. Sünnet ve Allah kelimeleri Câhiliye döneminde bilinmekle beraber sünnetullah Kur’an’a has bir tabirdir. Kur’an’da sünnet kelimesindeki ‘sürekli, düzenli ve özgün uygulama’ anlamı Allah’a nisbet edilmek suretiyle Allah’ın yaratma ve yönetmesinde öteden beri süregelen ve değişmeyen uygulamasının bulunduğuna işaret edilmiştir.” (Daha geniş bilgi için bkz.: DİA Sünnetullâh maddesi)
Sünnetullâh tanımıyla şekillenen mezkur nizam anlayışı, Yahudilik ve Hristiyanlıktaki benzerlerinden, İslam’ın tanrısının teâlâ ve etkin bir tanrı oluşuyla farklılaşır.
Allah’ın teâlâ olması, O’nun...