Tozlar Ülkesi’nde toza bulanan kavramlarımız
Tozlar Ülkesi terimine, Abdullah Kibritçi’nin Katmandu’ya Yol Arkadaşı Aranıyor adlı kitabında rastladığımda, isabetindeki doğruluğu tebessümlerimle teyit etmiştim. Tebessümlerimle diyorum...
Tozlar Ülkesi terimine, Abdullah Kibritçi’nin Katmandu’ya Yol Arkadaşı Aranıyor adlı kitabında rastladığımda, isabetindeki doğruluğu tebessümlerimle teyit etmiştim.
Tebessümlerimle diyorum çünkü, Amerikan işgalinin ilk yıllarında (07.08.2021 tarihli yazımda belirttiğim maksatla) Herat’a giderken, İslam Kapı ile Herat arasındaki yaklaşık 70 kilometrelik yolda, tozdan bir heykele nasıl dönüşüldüğünü bizzat tecrübe etmiştim.
Şimdi daha da geriye giderek, bundan kırk iki yıl öncesine, Rus işgaline karşı başlatılan Afgan cihadına doğru indiğimde, “N’ola Tozlar Ülkesi’nde toza bulanan sadece bedenlerimiz olsaydı; zihniyetimizi kuran ve bizlere Müslüman kimliği kazandıran kelimelerimiz de –tıpkı bedenlerimiz gibi– toza bulanmamış olsaydı” demekten kendimi alamıyorum.