Türkiye Fotoğraf Vakfı

Aşağıdaki cümleleri, bundan yaklaşık yedi yıl önce, yine bu sütunda yazmıştım:“Mahcup nazar’ın en açık örneğini sarıklı dedelerle, yaşmaklı ninelerin 1900’lü...

Aşağıdaki cümleleri, bundan yaklaşık yedi yıl önce, yine bu sütunda yazmıştım:

“Mahcup nazar’ın en açık örneğini sarıklı dedelerle, yaşmaklı ninelerin 1900’lü yılların başında çekilmiş fotoğraflarından gözlemlemek mümkündür. Söz konusu kişilerin gözleri daima aşağıya bakar. Objektife bakamazlar çünkü, baktıkları takdirde meçhul bir göreni (fotoğrafçıyı ya da makinanın gözünü) dikizlediklerini ya da o gözler tarafından dikizlendiklerini düşünürler. Dikizlemek kendileri için, dikizlenmekse dikizleyen için ayıp bir durumdur. Gözlerin (bakışın) aşağıda olması hem kendilerini, hem bakanı ayıp durumdan kurtarmaya mahsus bir girişimdir.

“Mahcup nazar’a sahipsiniz ancak kimlikten diplomaya, tapudan ehliyete kadar vatandaşlık haklarının kullanımıyla ilgili her konuda –zamanla fıkralara konu olacak aşırılıkta– vesikalık fotoğraf çekirmekle yükümlü tutuluyorsunuz. Zorunlulukla başlanan her fiil, tekrarı da zorunluysa giderek o zorunluluğun kanıksanmasına dönüşür. Dolayısıyla ‘mahcup nazar’ da her şeyden önce fotoğrafla (sonra sinemayla, televizyonla) dikizlemenin ve dikizlenmenin kanıksanması üzerinden sessizce, doğalmışçasına tahribe uğramıştır.”

Bu cümelerin yazıldığı günden bu yana fotoğraf adına o kadar çok şey değişti ki... çift kamerayla yüksek çözünürlüklü fotoğraf çeken akıllı telefonlar herkesin cebine indi; aynasız fotoğraf makinaları neredeyse yeniden yaratılarak, ışıklı – ışıksız mekanların handiyse tamamı fotoğraf stüdyosuna dönüştürüldü; aynı zamanda hafif ve kullanımları son derece kolaylaştırılmış olan yeni makinalar, panaromik, çoklu vb. çekimlerle fotoğrafı eğlenceli bir uğraş haline getirdi.

Dolayısıyla teknolojiden bilgisayar destekli uygulamalara... fotoğraf(çılık)ta çok kısa bir sürede meydana gelen bu gelişmeler, aynı zamanda onun kolaylaşarak, sıradanlaşarak hayatın her alanına yayılmasıyla birlikte, mahcup bakışın unutulmasını, hatta bundan söz edenlere karşı asık suratlı bir tutumun doğmasını da beraberinde getirdi.

Hal böyle olunca, fotoğrafın bir sanat uğraşısı, bir kültürel nesne üretimi olarak ve giderek bir görsel hafıza kaydının oluşturulması yönünde işlevselleştirilmesi artık kaçınılmaz hale geldi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Dâvûd el-Kayserî’nin Mukaddemât’ı 23 Kasım 2024 | 21 Okunma ‘Sanat gayet lüzumlu bi şey olup, olmayınca hiç olmaz!’ 19 Kasım 2024 | 42 Okunma Horasan Erenlerinin ‘Anadolu Mayası’nı hayatın içinde tutmak 16 Kasım 2024 | 98 Okunma Horasan Erenleri hakkında birkaç soru 14 Kasım 2024 | 265 Okunma Horasan Erenleri: Ne devletle ne devletsiz 12 Kasım 2024 | 917 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar