Ufkî şehirler kurmak neden ufkîdir?
Önceki yazımızı, şimdi başlığa taşıdığımız bu soru ile bitirmiştik: ‘Ufkî şehirler kurmak neden çok ufkîdir?’Burada ufuk kelimesinden ufka doğru durabilmek, kendine bir ufuk edinmek...
Önceki yazımızı, şimdi başlığa taşıdığımız bu soru ile bitirmiştik: ‘Ufkî şehirler kurmak neden çok ufkîdir?’
Burada ufuk kelimesinden ufka doğru durabilmek, kendine bir ufuk edinmek, bir ufuk inşa etmek… kastedilebildiğine göre, cevap sorunun içinde yer almakta, dolayısıyla ev inşa etmede bir bina dikmenin ötesinde bir inanca, kültüre, anlayışa ve yaşayışa mahsus bir dünya kurmaya işaret edilmektedir.
Bu tıpkı, “Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler (buyuten) edin.” mealindeki ayette (Nahl, 16:68)” kabuktan, kovandan, petekten, evden… maksadın bal / iyilik / hayır üretmeye yönelik olmasındaki gibidir.
Allah’a ibadet edilen, O’nun adının zikredildiği, İlahi emirlerin, Nebevi hayatın yeni nesillere iletildiği, öğretildiği yer olması bakımından ev, Allah indinde -inşallah- tatlı sayılan fiillerin mekanı hükmündedir.
İnsanın yaratılışında önce kabuktan söz edilmesi de (bkz.: Hicr 15:28), zaten bir içten, içsel bir kuruluştan, özel bir dünyayı kendinde hıfzeden bir yapının zorunluluğundan söz edilmesi değil midir?...