‘Ve toprak bağırmadıkça kesilen bir kurban gibi’

Önceki yazımızda “Sezai Karakoç’un Leyla ile Mecnun mesnevisindeki sebeb-i telifi başlı başına bir şiir dersidir” demiş ve ilgili ilk şiiri sözde öncelik daima şairindir vurgusuyla birlikte okumak için...

Önceki yazımızda “Sezai Karakoç’un Leyla ile Mecnun mesnevisindeki sebeb-i telifi başlı başına bir şiir dersidir” demiş ve ilgili ilk şiiri sözde öncelik daima şairindir vurgusuyla birlikte okumak için nakletmiştik. Şimdi o şiirde Karakoç’un ne söylediğine bakalım:

Karakoç o şiirinde,

1- Sözün Nizâmî, Molla Câmi ve Fuzûlî örneklerindeki gibi -en büyüklerinden- birer anıt esere dönüşerek hayata ve hayale dair boşlukları bihakkın doldurduğunu, yazılabilecek bir öykünün önünde durmanın ilk bedelinin ise o dolulukta kendi sözünü dolduracak boşluk bulmanın, malayani şeyleri terk edip, ateşten bir işe girişmek ve bunun ilk bedelinin de asıl maksadına ulaşıncaya kadar kuşkular içinde yüzmek, hayat ışığında gözleri kamaşmak, huzurunu kaybetmek, kalemini küflendirmek… demek olacağını bildirmektedir.

2-Bunlara rağmen, kelimeye erişmeye ve onu söylemeye yazgılı olduğunu düşünen kişinin bu eyleminde musır olması gerektiğini, ancak ve ancak şairlerin yaşayamadıklarını yazabildiklerini ama o yazılacak olanı yaşarlarsa susacaklarını hatırlatarak, bunun için korkmadan ölüme dalmayı ve...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bâtınîler, Fâtımîler, İsmailîler ve… 07 Eylül 2024 | 354 Okunma Her yığın layık olduğu efsaneyle yönetilir 05 Eylül 2024 | 248 Okunma Fuzûlî’nin Rind ile Zâhid’ine göre yazı 03 Eylül 2024 | 126 Okunma Ketebe’nin ‘Sebeb-i Telif’i 31 Ağustos 2024 | 53 Okunma Yazarın görevi 29 Ağustos 2024 | 109 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar