Yeni iman: Sekülerleşme
Önceki yazımızı, Abdurrahman Arslan’ın yeni politik kültürün İslam’a ve klasik laikliğe müştereken yöneltilen, İslami vasat yerine yeni politik kültürün vasatını seçmeye sevk edilme...
Önceki yazımızı, Abdurrahman Arslan’ın yeni politik kültürün İslam’a ve klasik laikliğe müştereken yöneltilen, İslami vasat yerine yeni politik kültürün vasatını seçmeye sevk edilme (ya da zorlanma) şeklinde özetleyebileceğimiz ve aynı zamanda Müslüman kalma gayretini taşıyanların kalplerini kanatan talep tanımlı bir gerçeği dile getirdiğini söyleyerek bitirmiştik.
Arslan “Nedir bu talepler?” sorusu vesilesiyle Müslümanlar nezdinde acı olan söz konusu gerçeği şöyle ifade ediyor:
“Hem İslâm’ın hem de klasik laikliğin kendisini değiştirmesini talep ediyor. Ama genel olarak bizdeki laiklik anlayışının ufku çok dar olduğundan bu talebi İslâm’a yönlendiriyorlar ve İslâm’dan gelen bir talep ya da tehdit olarak algılıyor. Bu tehdidin kaynağında politik kültür vardır kanaatime göre. Burada Müslümanlar açısından tahlil edilmesi gereken bir problemle karşı karşıyayız. Zira bu politik kültürün dünyasında aslında İslâm’a gelen tehdit birinci dereceden Müslümanlardan gelmektedir. Müslümanlar bu politik kültürün dünyasında İslâm’ın bir bakıma siyasal taleplerini dönüşüme uğratmak istiyorlar. Ve İslâm’ın siyasal taleplerinin bu politik kültürün içerisinde yeniden düzenlenmesini...