MHK’nın yanlışları
Ligin ilk yarısında tek hafta dahi büyük hakem hatalarının gündeme gelmediğini görmedik. Bu üzerinde titizlikle durulması gereken bir sorun. Hastalığın teşhisi belli ama tedavisi bulunamıyor. Aslında tedavi de...
Ligin ilk yarısında tek hafta dahi büyük hakem hatalarının gündeme gelmediğini görmedik. Bu üzerinde titizlikle durulması gereken bir sorun. Hastalığın teşhisi belli ama tedavisi bulunamıyor. Aslında tedavi de belli. Ama Merkez Hakem Kurulu'nun işine gelmediği için uygulama yapılamıyor. Sakın yanlış anlaşılmasın, bu eleştirim yalnız bugünkü MHK için değil. 50 sene öncesine de gitsek durum aynıydı. Yeri geldikçe defalarca vurguladım: "Ülkemizde, dünyada benzeri olmayan bir büyük takımlar olayı var. Bunların arkasında 20 milyonları bulan taraftar var. Medyada da yazarlar ve yorumcular arasında durum aynı. İşte medya, yönetici, taraftar, teknik adam ve futbolcu baskıları yüzünden hakemler maçlara zihinsel olarak rahat çıkamıyor.
Hepsinin bilinçaltında aynı endişe var: Eğer büyük takım aleyhine hata yaparsak yandık. Lehlerine yaparsak sorun yok!"
BAŞAKŞEHİR VE BÜYÜKLER!
Hakemlerin büyük takımları kollayan yönetimleriyle ilgili rekor sayıda örnek var.
Bir tane örnek seçtim. Adanaspor-Başakşehir maçında, Başakşehir'in attığı nizami bir gol, hakem Hüseyin Göçek ve yardımcısının kararı ile birlikte geçerli olarak değerlendirildi. Sonra itirazlar neticesinde Göçek, yardımcısı ile konuşup, düşündü ve golü iptal etti. Aslında burada kötü niyet yok. Çünkü orada Mossoro'dan önce ofsayt pozisyonundaki Visca koşuşu gözüküyor. Ama orada topa bir temas yok. Dolayısıyla gol nizami. Ancak Hüseyin Göçek ve yardımcısının birlikte gol kararı verdikleri halde kafalarında ufak da bir şüphe var. 6-7 futbolcunun itirazını görünce, tereddütte düştüler ve verdikleri doğru kararı değiştirerek büyük bir yanlışa imza attılar.