Skor sakın aldatmasın!
Fenerbahçe 40'ıncı dakikaya kadar hiç topa sahip olamadı. Planlı, programlı tek ofansif girişimde dahi bulunamadı. Sadece oyunu domine eden Gençlerbirliği'nin ataklarını karşılamaya çalıştı....
Fenerbahçe 40'ıncı dakikaya kadar hiç topa sahip olamadı. Planlı, programlı tek ofansif girişimde dahi bulunamadı. Sadece oyunu domine eden Gençlerbirliği'nin ataklarını karşılamaya çalıştı. Üç tane de ciddi kale önü tehlikesi yaşadı.
Beklediğinden de uygun bir ortam bulan Gençlerbirliği riski fazlalaştırıp, sahasında boşluklar bırakınca Lens'in harika kavisli pasında Sow golü attı ve ilk yarıyı skor avantajı ile kapatmayı başardı Fenerbahçe. Fakat bu bile ikinci yarının çok daha kötü geçmesini engellemedi Fenerbahçe için. Bu yarıda Fenerbahçe'nin iki dezavantajı vardı. Birincisi kontratak silahı hiç işlemiyordu. İkincisi de takımın en önemli artısı olan geride topun arkasına geçip rakibe pozisyon vermeyen alan savunması da iflas etti.
Gençlerbirliği rekor sayıda pozisyon buldu ama mükemmel bir kaleci Volkan performansı rakibe gol izni vermedi. Dick Advocaat ise değişiklikler için çok geç kaldı. Alper Potuk ile Volkan Şen son derece olumsuz oynuyorlardı.
Fenerbahçe'nin gereken değişiklikleri geç yapmasının cezasını kesemedi Gençlerbirliği.
Sonra Fernandao kendi hazırladığı pozisyonda çok güzel bir gole imza atarak kara bulutları dağıttı. Ondan sonra da yine futbolu çok iyi bilen Lens'in asistinde Moussa Sow neticeyi ilan etti. Futbol her zaman vurguladığım gibi gerçekten çok ilginç bir oyun. Karşılaşmayı izlemeyenler, Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği gibi bir takımı farklı skorla yenmesini çok değişik yorumlayabilirler ama sahadaki görüntü çok farklıydı.
Robin van Persie, fiziki açıdan tükenmiş bir yıldız... Üstelik sakatlık problemi de vardı. Hafta içinde yeterli idmanı da yapamamıştı. Ondan sonra daha 10. dakika dolmadan, bir depar bile atmadan, fiziki bir temasta bulunmadan kasığından sakatlanıp sahayı terketti. Bu bir teknik adam fiyaskosuydu.