‘Birlik beraberlik gerek’ derken…
12 Eylül askeri darbesi döneminde Mamak Cezaevi’ndeki koğuşumuzun çavuşu yani komutanı akşam sayımına geldiğinde emretti: “Başlar bir tarafta, ayaklar bir tarafta olacak. Birlik beraberlik gerek.” Koğuş...
12 Eylül askeri darbesi döneminde Mamak Cezaevi’ndeki koğuşumuzun çavuşu yani komutanı akşam sayımına geldiğinde emretti:
“Başlar bir tarafta, ayaklar bir tarafta olacak. Birlik beraberlik gerek.” Koğuş çok kalabalık olduğu ve yer yetmediği için başlar-ayaklar ters gelecek şekilde yatıyor bu şekilde yatağa sığmaya çalışıyorduk. ‘Birlik beraberlik’ emri gelince artık en azından sayımlarda o şekilde yatıyormuş gibi görünüyorduk.
Dış siyasette, ‘ortak düşmana karşı, birlik beraberlik havası’ daha kolay oluşturulabiliyor. ‘Milli çıkarlar’, ‘ortak duygular’ harekete geçince, itirazı olanlar, yapılanları doğru görmeyenler, ağızlarını açmaya cesaret edemiyor. Kafayı kaldıran, hedef haline geliyor.
Dış siyaset eleştirel duruş, muhalefet açısından önemli bir ölçü haline gelebiliyor. Muhalefet bu tür konularda sessiz yığınların, itiraz etmek isteyenlerin sesi olmayı üstlenebilir mi? Farklı düşünenlerin konuşması için ortam oluşturmaya çalışabilir mi? Göreceğiz.
Milli menfaatler
‘Milli menfaatler’ sözcüğü araya sıkıştırılınca, muhalefet zorlanıyor. Çünkü toplumun ağırlıkta olan kesimi, milliyetçi söylemlerin cazibesine kolayca kapılabiliyor. Kitlesel karakterdeki geniş muhalefet cepheleri, ‘dış politikada yapılan yanlışları’ açık yüreklilikle söylemek yerine ‘milliyetçi pusu’ya yatmayı tercih edebiliyor, milliyetçilik yarışına çıkabiliyor.