Darbecilik, darbe kültürü...
“İyi darbe”, “kötü darbe” tartışmasını çok yaptık. Bazılarına göre 27 Mayıs 1960 iyi darbeydi. Yakın zamana kadar Türkiye’nin en azından yüzde 30’luk bir kesimi böyle...
“İyi darbe”, “kötü darbe” tartışmasını çok yaptık. Bazılarına göre 27 Mayıs 1960 iyi darbeydi. Yakın zamana kadar Türkiye’nin en azından yüzde 30’luk bir kesimi böyle düşünüyordu. Giderek bu oran düşse bile böyle düşünenlerin sayısı hâlâ az değil.
Önceki gece Habertürk TV’de Didem Aslan Yılmaz’ın “Türkiye’nin nabız” programında, 12 Eylül darbesinden yola çıkarak bir tartışma yaptık. Bu kez darbe destekçisi yaklaşım biraz değişmişti: “Tamam 27 Mayıs iyi değildi ama darbeden sonra yapılan Anayasa, gayet demokrat ve özgürlükçüydü” fikri gündeme geldi.
Bir taraf bu anayasaya sinmiş olan askeri vesayetçi yapıya, Milli Güvenlik Kurulu’na, devlet hiyerarşisi içindeki askerlerin seçilmişlerin önüne geçmesine, yani olumsuzluklarına vb.vurgu yapıyordu. Karşı taraf ise, gösteri ve örgütlenme hakkı konusunda bu anayasadaki özgürlükçü hükümlere dikkat çekiyordu. 1960’larda yükselen toplumsal hak mücadelesinde bu anayasal zemininin olumlu katkısına göndermede bulunuyordu.