Hrant’tan 14 sene sonra
Bu cinayetin tertiplenmesi ve ardından üstünün örtülmesi, karanlığa doğru sürüklenen bir siyasetin ilk ipuçlarıydı. Türkiye’yi şah damarından vurdular. Milyonlar yeni yeni tanıdıkları Hrant’ın ölümüne ağladı.
Acısı dinmiyor. Onun yokluğunun yarattığı sarsıntıyı atlatabilmiş değiliz. Öldürülmesinden 7 ay önce (Mayıs 2006) Antalya’da birlikte katıldığımız bir açık oturumda Hrant sözlerine şöyle başlamıştı: “Türkiye’de hep dile getiririz. ‘Hoşgörülü bir ülke. Geçmişten gelen çok kültürlülük söz konusu.’ Ama ne yazık ki bu, çok gerçeği yansıtan bir durum değil. Türkiye’nin azınlık sicili çok temiz değil...
Türkiye’de azınlıklar bir güvenlik konsepti içinde değerlendirilir. Güvenlik sorunudur azınlıklar... Bir kuşun kanadını kırarsınız, ondan sonra uç özgürsün dersiniz. Bu aynen Türkiye’de yapılandır.” Açık sözlüydü. Cesurdu. Samimiydi. İçimizdendi.
Agos gazetesi bir sorgulama ve arayış döneminde yayına başladı. Türkçe yayınlanan bir Ermeni gazetesi, o dönem için alışılmadıktı.