Rahşan Ecevit...
1999 yılının Mayıs’ı… Abdullah Öcalan’la Bekaa Vadisi’nde yaptığım söyleşi nedeniyle mahkum oldum. Mesleğimi yerine getirdiğim için cezaevine girmek üzereyim. Telefonum çaldı.
Dönemin başbakanı Bülent Ecevit üzüntülerini iletti. Ardından Rahşan Hanım, İpek’i (Çalışlar) aradı. Bu tuhaf duruma nokta koymak üzere kanunda küçük bir değişiklik yapıldı ve ben cezaevine girmedim.
Ecevit Ailesi’yle 12 Eylül döneminden kalma bir cezaevi dostluğumuz vardı. “Liderler Hapishanesi” kitabımda Rahşan Hanım’ı şöyle anlatmıştım: “Dil Okulu’nda aile ve avukat görüşmelerine ayrılan yer ışıklı ve rahattı. Aradaki demir parmaklıkların iki tarafına sandalyeler konmuştu. Dışarıdan gelen görüşçünün önünde masa da bulunuyordu. İki taraf rahatlıkla el sıkışıyor, öpüşüyor ve samimi bir hava içinde konuşabiliyordu.