Üzülmeyin, bırakıldı iyi oldu

İktidarın fanatikleri de, muhalefetin fanatikleri de üzgün. Belli ki kendilerini “gerilime devam” üzerine kurgulamışlardı. Elleri boşta kaldı.

Güzel atasözlerimizden biridir: “Attığın taş ürküttüğün kurbağaya değdi mi?”

Brunson davası üzerine fikir yürütenlerin, son celsedeki “gizli tanık”ların sergilediği, “komik” tabloyu, dikkatle izlemelerini isterdim. Tanıkların, kimlikleriyle ortaya çıkarak ifadelerinin birer “kurgu”dan ibaret olduğunu itiraf etmelerinin, “bağımsız yargı”yı dünyanın gözü önünde ne kadar zor duruma düşürdüğünü acaba anlamışlar mıdır?

Gönül isterdi ki, muhalefet, Türkiye’ye çok pahalıya mal olan bu davayı bir hukukçu heyete inceleterek, gerçeğin başından ortaya çıkmasına çaba sarf edebilseydi. ABD ile ilişkilerin gerildiği anlarda yangına körükle gitmek yerine, çözüm ve yumuşama feraseti gösterebilen, ülkenin ve halkın çıkarlarını daha doğru değerlendirebilen bir muhalefet olabilseydi.

Toptancı suçlamalar

Brunson davası sırasında, sık sık, “bağımsız yargı” tartışması yapıldı. Gerçek şu ki, Türkiye’de yargı her dönemde siyasetin etki alanı içinde oldu. Yargı en ağır yıkımı ise Fetullahçıların yargıya egemen olduğu dönemde yaşadı. Bu yıkım etkisini hala gösteriyor. 4 binin üzerinde hakim ve savcının görevden el çektirilmesi, yargıda fazladan bir zaafa yol açtı.

15 Temmuz darbe girişiminin siyasette yarattığı travma da yargıyı doğrudan etkiledi. Brunson davasında da gündeme gelen, “FETÖ ve PKK ile ilişki” konusu, birçok davada toptancılığa neden olabiliyor. Ceza davalarına giren avukatların endişeyle aktardıkları konulardan biri de, yargıda “FETÖ”cüler tasfiye olurken yeni paralel yapıların oluşma ihtimali.

Siyaset yargıyı etkiler

Dünyanın her yerinde siyaset yargıyı etkileme gücüne sahiptir. Önemli olan, “etkileme”nin amaçlarıdır. Ancak, siyaset; özgürlük alanlarının genişlemesi, insan haklarının korunması, demokrasinin bütün kurumlarıyla işlemesi yönünde yargıyı etkilemeli, yargıya bu amaçla yön vermelidir. Kanun çıkarırken, kamuoyu oluştururken siyasetin hedefi ve niyeti önemlidir.

Brunson davasına ilk günden bu açıdan yaklaşılmalıydı. ABD ile siyasi sorunların, ortaya çıkan gerilimlerin yargı üzerinden bir hesaplaşmaya dönüşmesi gereksizdi.

Sonunda geçici de olsa bir çözüme varıldı. Rahip ülkesine döndü. ABD ile Türkiye arasındaki sorunlar bitmedi, bitmez de...ABD ve Rusya gibi süper devletlerle ilişkiler kolay ilişkiler değil.

Asıl mesele, bu konuların nasıl ele alınacağı, ihtiyaçla güç dengesi arasındaki ilişkinin nasıl kurulabileceği noktasında düğümleniyor. Brunson’ın evine dönmesi geç de olsa iyi oldu. Darısı gereksiz yere tutuklulukları sürenlerin başına.