Amerika'da neler oluyor
Donald Trump'ın azil sürecini anlamak için yapılacak en kolay benzetme herhalde AK Parti'ye açılan kapatma davası olur. Siyasi pozisyonuna göre seçmenler bu davayı haklı ya da haksız buluyordu. Davayı haklı bulanlar...
Donald Trump'ın azil sürecini anlamak için yapılacak en kolay benzetme herhalde AK Parti'ye açılan kapatma davası olur. Siyasi pozisyonuna göre seçmenler bu davayı haklı ya da haksız buluyordu. Davayı haklı bulanlar demokrasiden yana olsalar da iktidar partisinin ciddi hukuki ihlalleri olduğunu düşünüyordu. Öte yandan, iktidar destekçileri de kapatma davasını "Google iddianamesi" diye küçümsüyordu—gazete haberlerinin delil olarak kullanılmasına gönderme yaparak.Ne olursa olsun, Türkiye iki kampa ayrılmıştı. Davayı destekleyenler sonucundan emindi sanki. Anayasa Mahkemesi partiyi kapatacak, siyasi yasak getirecek ve muhaliflerin istediği olacaktı. İktidar ise davanın açılmasından elbette paniklemişti, ama bu engeli aşarsa hiç kimsenin bu yürüyüşü bir daha durduramayacağını da biliyordu. Bir anlamda riskti, ama sonucu bu riske değdi.Anayasa Mahkemesi'nde kritik oylama sonucu AK Parti kapanmadı; o gün eski rejimle ilk kavgasından sağ salim çıkan iktidar da oylarını artırdı, büyüdükçe büyüdü.İşte Donald Trump'ın yaşadığı da buna benzer bir süreç. SÜREÇTEN DAHA DA KUVVETLİ ÇIKAR Çarşamba günü Başkan'ın resmen azil sürecinin başlamasından beri muhalif çevrelerde bir bayram havası var. Trump'tan nefret edenler o kadar memnun ki sanki gerçekten görevden alınmış zannediyorlar sahte bir zafer sarhoşluğu içinde. "Bir dakika kendinize gelin, daha hiçbir şey olmadı," diyenler de var elbette ama sesleri pek duyulmuyor.Trump ise elbette bu davadan hoşnut değil. Bir kere tarih boyunca "impeach" edilen üçüncü Başkan olmasına ego'su müsaade etmez. O tarihe en muhteşem olarak kalmak istiyor. Dahası, samimi olarak yaptığının yanlış olduğunu düşünmüyor. Gerçi bu da yanlış değilse ne yanlıştır ya...Trump bu savaşı kazanırsa -ki kazanmaması bir mucize olur- hiçbir şeyin onu tutamayacağını biliyor. Önceki gün New York Times'da Gail Collins bu sürecin sonunda Trump'ın daha fazla delirebilme ihtimali olduğunu yazıyordu. Daha doğrusu yanıtını da verdi: "Muhtemelen."Her şeyin yanına kar kaldığını, ne derse, ne yaparsa hiç kimsenin onu cezalandıramayacağını görecek ve iyice raydan çıkacak. Büyük ihtimalle önümüzdeki Kasım ayında yapılacak seçimlerde de oy patlaması yapacak. Dünya için de ne büyük tehdit olur; kim bilir ne savaşlar çıkarmaya çalışacak.Bir şansı önünde henüz ciddi bir rakip olmaması ve kendisini Beyaz Saray'a götürecek seçmende popülerliği sürdürmesi. (ABD'de seçimi birkaç eyalet belirliyor ve buralar da Trump'çı hala.) Halkın geneli de "impeachment" sürecine pek ilgili değil, desteklemiyor.Ne yazık ki AK Parti'nin kapatma davasındaki Türk ana muhalefetinin çaresizliği ve beceriksizliği bugün ABD'deki Demokratlar için de geçerli. Ne yapsalar, hangi adımı atsalar karşılık bulmuyor.