Binali Yıldırım nasıl ikna edilecek?
Başbakanlık, ulaştırma bakanlığı ve meclis başkanlığından sonra Binali Yıldırım'ın İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olmak için tereddütleri olduğu sır değil....
Başbakanlık, ulaştırma bakanlığı ve meclis başkanlığından sonra Binali Yıldırım'ın İstanbul Belediye Başkanlığı'na aday olmak için tereddütleri olduğu sır değil. Türkiye Cumhuriyeti'nin son başbakanı belediye başkanlığını bir tenzil-i rütbe olarak görüyor. İkna sürecini bu yeni konumun nasıl ona sunulacağı belirleyecek.Binali Yıldırım'a İstanbul'a belediye başkanı olması değil, İstanbul'u yönetmesi teklif edilecek. Aradaki fark sadece semantik değil, İstanbul belediyesinin değişen konumunu ilgilendiriyor.İstanbul'a "belediye başkanı" değil, "başkan" aranıyor. Bu dev kent zaten Türkiye'nin en büyük ekonomisi, aynı zamanda da küçük bir Avrupa ülkesi kadar önemli. Tam da bu yüzden devlet yönetimine sahip birinin İstanbul'un başına geçmesinin hayati önemi vurgulanacak. İstanbul belediye başkanlığı protokolde alt sıralarda yer alan, devletin üst yönetiminin önünde hazır ol'da duran bir figür gibi olmayacak, daha fazla otonom kazanacak. Rakibi kim olursa büyük ihtimalle kolaylıkla seçimi kazanabilecek olan Binali Yıldırım'ın seçilmesinin ardından İstanbul'u yönetim anlayışı ve işleyişi de değişecek. "Yapan adam" olarak kendisine haklı bir şöhret edinen Yıldırım fiilen İstanbul'un patronu olacak. Bu yeni anlayış Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi bir CEO gibi yönetme fikriyle de paralel. Seçim kampanyası boyunca da Yıldırım'ın devlet tecrübesi ve yönetim becerisi vurgulanacak zaten. Parti rozetinin dışında Binali Yıldırım birleştirici bir figür aynı zamanda. Refah Partisi belediyeciliği kendi kendine marka olduğunda sadece hizmetlerin devamı için oy veren birçok seçmen vardı. Buna benzer şekilde Yıldırım da tecrübesiyle daha geniş bir tabanı birleştirebilecek bir devlet adamı. Körü körüne oy veren seçmenin dışındaki kararsızlar İstanbul gibi büyük bir ekonomiyi Yıldırım'a teslim etmekten çekinmez. Eski merkez sağ, MHP, İYİ Parti seçmeni dahil. Hele hele karşısındaki rakibe göre tecrübesi daha da belirleyici olur. "Senin yönetim tecrüben nedir" sorusuna karşı biri "Ben özel dershane açmıştım" derse ülke yönetmiş Yıldırım karşısındakini kolaylıkla komik duruma düşürür.Muhalefet de İstanbul'un yeni döneminde tecrübenin belirleyici olacağının farkında. Bu yüzden Meral Akşener planlamacılıktan gelen İlhan Kesici üzerinde duruyor; 1994'ün rövanşı anlamına da gelebilir Kesici'nin aday olması. Kemal Kılıçdaroğlu da seçmenin önüne en azından belediyecilik başarısı olan adaylarla çıkma peşinde; Beylikdüzü belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun adının son günlerde dolaşmasının sebebi de bu. CHP'de fazla "yapan adam" yok, İmamoğlu da yaptıklarıyla kendinden söz ettiriyor. Ancak o da belki bir dönem daha Beylikdüzü'nde kalıp iyice markalaşmak, girdiği seçimi kesinlikle kazanabilecek kadar popüler bir konuma gelmek istiyor. Fazla da seçenek olmadığı için CHP'de belirsizlik sürüyor.Şimdilik görünen İstanbul'un yeni belediye başkanını Binali Yıldırım'ın belirleyeceği.