Bir gün Türkiye'nin en iyi lokantası olacak
Şehirde o akşam metrekare başına düşen gay rakamı bütün istatistikleri altüst edecek şekilde fazlaydı. Ünlü gece kulübü işletmecisi İzzet Çapa yıllar önce bana bir mekanın gay...
Şehirde o akşam metrekare başına düşen gay rakamı bütün istatistikleri altüst edecek şekilde fazlaydı. Ünlü gece kulübü işletmecisi İzzet Çapa yıllar önce bana bir mekanın gay olması gerektiğini, ancak bu şekilde başarıya ulaşacağını söylemişti. Onun böyle tam anlaşılmayan ilginç gibi görünen tespitleri vardır, ama kastının bir mekanın bütün müşterisinin gay'lerden oluşması gerektiğini biliyorum. Bir müşterisine sordum, "Eğlenceli, rahat, insanların kendilerini özgür hissetmeleri, yemeklerinden içkilerine şarkıcılarından şovlarına kolay değişebilen olması," diye yorumladı. "Bir de en büyük özelliği medyatik ve popüler olmak tabii ki." O karlı İstanbul akşamında ulaşım problemi engelini aşan gay'lerde adeta Smelt & Co'ya akın etmiş gibiydi. Ama burası İzzet Çapa'nın tarifindeki gibi gay bir mekan değil, sadece müşterileri o akşam ağırlıkla gay'di. Tabii pek çoğu da yabancıydı, dolayısıyla mekan da şefin bir ara çalıştığı Noma'nın olduğu Kopenhag'da küçük bir lokantayı andırıyordu adeta. Ağırlıkla konuşulan dilin İngilizce olduğunu söylememe gerek yok herhalde, çünkü İstanbul'da hep yabancıların keşfedip bizim onlardan öğrendiğimiz mekanlar oldu. Bugünde de sadece yabancı para...