En sevdiğim şehir olabilir
Hayatımın bir dönemini şehirden şehre gezerek geçirdim, hatta bir yaz kendi evimde sadece birkaç gün kaldım. Bitmek bilmez bir merak ve öğrenme açlığıyla görebildiğim kadar çok yabancı şehre gitmeye çalıştım...
Avrupa’da iç hat uçuşu yapan ucuz hava yollarından son dakikada yapılan otel rezervasyonlarına kadar bir seyahat acentesi kadar uzmanlaştım.
Bir süre sonra şehirler birbirine benzemeye, anılar karışmaya, yeni şehirler şaşırtmamaya başladı. Trafiğe kapalı meydanlar, müzeler, birbirine benzeyen kafeler, lokantalar iç içe geçmeye başladı, bulanıklaştı. Özellikle Avrupa şehirleri özelliğini keşfetmeye başladı. İkisini de çok sevdim ama Viyana ve Prag’ı da görmek gerekir miydi mesela… Cenevre’ye bir insan neden gider, Portekiz çok lazım mıydı gibi sorular belirlemeye başladı kafamda. Giderek yeni şehir görmek bir skor tutmaya dönüştü, yeni yerler keşfetmekten haz almamaya başladım.
Çoktandır aynı yerlere gidiyorum. Hatta yılın hangi döneminde hangi şehirlerde olacağım bile belli aşağı yukarı.