Hani herkes arkadaş…
Kitap çıksa da okusam diye bekliyordum, Hürriyet sayesinde okumama gerek kalmayacak galiba. Dün gazetede upuzun bir Mustafa Oğuz söyleşisi vardı, benzer anekdotları bir de Ertuğrul Özkök köşesinde alıntılamış.
Birkaç hafta daha sürer tanıtım, çünkü geçmişte de böyle oldu. Aslında Çınar Oskay'ın Mustafa Oğuz'la yaptığı söyleşiyi de son satırına kadar keyifle okudum. Özkök'ün yaptığı alıntıları da. Ama Mustafa Oğuz'un en yakın arkadaşlarından birinin Oskay'ın dayısı Mehmet Y. Yılmaz olduğu gerçeğini görmezden gelemem. Kısa süre öncesine kadar Hürriyet'te yazan Yılmaz gazeteye bu söyleşi sayesinde "geri dönmüş" bir anlamda; fotoğrafı var, adından bahsediliyor. Kitabı hazırlayan Ongun'un imzasını ise Yılmaz'ın da yazdığı T24 sitesinden biliyoruz. Kitabın yayımcısı da Hürriyet'in eski sahibi Doğan Kitap; kimi 'Hürriyet'çiler hala bir gün Aydın Doğan kapıdan içeri girer diye umut ediyor.Bu ilişkiler ağını özellikle vurguluyorum, çünkü Türkiye'de işler böyle yürüyor, tanıdıkla, çevreyle, "network"le ilerliyor. Küçücük bir çevre zaten, herkes birbirini tanıyor. Tanımasa, aynı kulübe girmese bile bir şekilde yolu kesişiyor. Nitekim bu insanların çoğuyla benim de yolum kesişti, ama hiç "kulübe" girmedim.