İçinde FETÖ, naylon fatura, Londra, transfobi ve taşıyıcı anne geçen bir magazin kavgası
Deniz Akkaya önceki gün cezaevinden çıktı. Türkiye'nin gördüğü belki de tek top model ve cezaevinin aynı cümle içinde kurulması, üstelik bunun nedeninin ifade özgürlüğü meselesi olması...
Deniz Akkaya önceki gün cezaevinden çıktı. Türkiye'nin gördüğü belki de tek top model ve cezaevinin aynı cümle içinde kurulması, üstelik bunun nedeninin ifade özgürlüğü meselesi olması normal şartlarda mantığın almayacağı bir durum. Ama burası Türkiye, her an olağandışı şartlarda yaşıyoruz ve Deniz Akkaya da ifade özgürlüğü yüzünden üç gün hapis yattı, çıktı. Benim konuyla ilgim ve merakım bu kadardı. İlkesel olarak hiç kimsenin düşüncelerinden ve ifadelerinden dolayı cezalandırılmaması, ifade özgürlüğünün başkalarına rahatsızlık verse de en geniş yorumuyla kabul edilmesi gerektiğini düşündüğüm için tarafım Akkaya'ydı. Kime ne derse desin bir insanın sözlerinden dolayı cezaevine girmesini sindiremem. Açıkçası Deniz Akkaya'nın tam olarak ne dediğini de bilmiyordum. Düne kadar. Dün önce Deniz Akkaya, sonra avukat Şeyda Yıldırım, ardından da Akkaya'nın takıntılı bir şekilde hedefe koyduğu Selin Ciğerci'yle konuşup olayın detaylarını öğrenmeye çalıştım. Epey kafam karıştı, epey de yoruldum bu konuşmalardan sonra. Umarım adil bir şekilde özetleyebilirim. Konunun önemine gelince: Türkiye'nin bir gerçek gündemi var, bir de gizli gündemi. İşte bu kavga Türkiye'nin gerçek gündeminin...