Laiklik yine elden gidiyor mu?
DİN ve devlet işlerinin birbirinden ayrıştırılmasında uzun yıllar Fransa modeli "laïcité"ydi Türkiye'de etkin olan. Seküler diğer ülkelere kıyasla dini söylemin kamu alanına hiçbir şekilde...
DİN ve devlet işlerinin birbirinden ayrıştırılmasında uzun yıllar Fransa modeli "laïcité"ydi Türkiye'de etkin olan. Seküler diğer ülkelere kıyasla dini söylemin kamu alanına hiçbir şekilde sızmasına izin vermeyen Fransa tarzı laiklik, tam anlamıyla hiç Türkiye'nin üzerine oturmadı ama. Başörtüsünün yıllarca toplumsal bir soruna dönüştürülmesi, en ufak bir dini hareketlilikte (okullarda kılınan namaz mesela) laik mahallede yaşanan infial hali, adapte ettiğimiz sistemde tam işlemeyen bir şeyler olduğuna işaret ediyordu. Örneğin, ABD kilise ile devleti birbirinden ayırırken dini söylemin kamuya sızmasına yüzeysel olarak itiraz etmiyor. Orada önemli olan, herkesin tek bir bayrak altında devlete ve başkana bağlığını beyanda bulunması; devlete vergi vermek sadakatin en görünür hali mesela. Burka, türban giyebilir, sakal bırakabilirsiniz. Doların üzerinde bile Tanrı vurgusu var, başkanlar da sık sık Tanrı'nın hayır duasını istiyor.